Kuva-yı Milliye İçerisinde Zeybeklerin Yeri

Kurtuluş Savaşı olayına bakıldığında çarpıcı bir gerçeklik görülecektir. Bu da, efe ve zeybeklerin Kuva-yı Milliye’nin direnişin aktif ana gücünü oluşturdukları, Kurtuluş Savaşı’nın başlatılmasında ve kazanılmasında tarihi bir rol oynadıklarıdır. Toplumsal dalgalanmalara duyarsız kalmayan zeybekler en tehlikeli günlerde hiç çekinmeden Kuva-yı Milliye saflarına katılmışlar ve çok kısa bir sürede onun temel güçlerinden birisi haline gelmişlerdir. Bir başka deyişle, Batı Anadolu’da düzenli ordunun kurulması ve işgörür hale getirilmesine kadar olan yaşamsal öneme sahip kritik süreçte Kuva-yı Milliye direnişlerinin temel dayanağı olmuşlar, yılgınlığın giderilmesine, toparlanmaya, kırılan ve kaybolan umutların yeşermesine büyük ölçüde zemin hazırlamışlardır.

Ülkenin emperyalist güçler tarafından paylaşıldığı ilk günler halk eğitimsiz, geleceği kavrama bilincinden uzak, yorgun, yoksul, bitkin ve bezgin bir durumdaydı. Endişeli bir bekleyiş vardı. Kaypaklık, kargaşa, gizli pazarlıklar, işbirlikleri ve ihanetler kol geziyordu. Toplumu uyaracak, örgütleyecek ve önderlik edecek birileri gerekiyordu.

Uyuşmuş, kul haline getirilmiş umarsız ve yılgın toplumu dalga dalga canlandıracak olan “Sarı Zeybek” henüz yola çıkmamış, ülkenin dağlarını ayağa kaldıracak “çoban ateşleri” henüz tutuşmamıştı. Güzel günlerin geleceğine inancı sonsuz olan “Kalpaklılar” dört bir yandan kuşatılmış durumda, yokluk ve sıkıntı içerisinde didiniyor, çırpınıyordu. İstanbul’da yöneticiler ise kör ve sağır olmuş, acıları görmüyor, çığlıkları duymuyordu. Şeyhülislam Dürrizade Abdullah gibi işbirlikçiler ise, “Padişahın, dağılmalarını buyurmasına rağmen asi olup, istilacılara karşı direnenleri ve onlara yardım edenleri öldürmek şeriata uygun – dinin gereği – vacip ve farzdır” diye işgale karşı çıkanların öldürülmesi için fetvalar veriyordu.

Özetlemeye çalıştığımız bu kadar ağır olumsuzlukların yaşandığı ilk günlerden itibaren dağlardan, köylerden çevresine direnişçi toparlayanları ve cephe komutanlarını görmek efe ve zeybeklerin konumunu ve önemini anlamaya yeterlidir. Olayın bu boyutunu taraflı, tarafsız bütün kaynaklar onaylar.

Konunun daha derinlikli ve yeterince anlaşılabilmesi için öncelikli olarak Kuva-yı Milliye’nin ne olduğuna ve nasıl algılandığına sanırım kısaca değinmek gerekiyor.

Kaynak: Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi – Ali Haydar Avcı

You may also like...

Bir Cevap Yazın