Zeybek Topluluklarının Kendi Arasındaki İnançlar
İsyancılar hakkında halk içerisinde yaygın ve ilginç inançlar vardır. Bu inançlar genel olarak şunlardır:
- İsyancıya Hızır tarafından yardım edildiğine, isyancının ermişler tarafından tehlikelerden korunduğuna inanılır.
- İsyancıya kurşun geçmediğine, ateşin yakmadığına, bıçak, yatağan ve benzeri kesici aletlerin kesmediğine inanılır.
- Kollarına taktıkları pazvandın kendilerine güç verdiğine inanılır.
- İsyancının doğaüstü güç ve yeteneklere sahip olduğuna inanılır.
- Tehlike anlarında çeşitli varlıkların isyancılara bu tehlikeyi haber verdiğine inanılır. Bunlar genellikle isyancının yanında bulunana atı, köpeği ya da sürekli kendisini izlediğine ve başı üstünde dolandığına inanılan şahin, atmaca ve benzeri alıcı kuşlardır.
- İsyancının, kurşun geçmemesi için, dualanmış tılsımlı gömlek, yüzük, muska gibi nesneleri yanında taşıdığına inanılır.
Bunlarla birlikte efe ve zeybeklerin büyü, okuma, üfleme gibi hurafelerle uğraşan softa ve yobazlardan hoşlanmadıkları da bilinen bir durumdur.
Yukarıda sıraladığımız inançlardan yola çıkarak şu değerlendirmeyi yapabiliriz: İsyancıdan beklentisi olan halk, onun doğaüstü yeteneklere sahip olduğunu düşlemekte, onu güçlü görmek isteyerek çeşitli yakıştırmalarda bulunmaktadır. İnançlar bu anlayışın tipik bir örneğidir.
İngiliz sosyal tarihçi Hobsbawn, kahramana olağanüstü güçlerin yardım etmesi ya da kahramanda olağanüstü özelliklerin bulunması gibi halkın yarattığı bir takım motifleri, eşkiyalığın nitelikleri arasında göstermiştir ki, biz bunları nitelik değil, eşkiyalık olayında bulunan motifler olarak değerlendiriyoruz.
Bu motifler isyancının etkinliği ve saygınlığına göre halk tarafından yaratılır ve yakıştırılır.
Genel olarak değindiğimiz gibi, bu motiflere, kahramana Hızır’ın ya da ak sakallı bir pirin yardım etmesi; üzerinde dolanan ak bir kuşun yol göstermesi; üzerinde taşıdığı muska, pazubend, yüzük gibi takılar ya da giydiği herhangi bir giysi dolayısıyla kurşun geçmezlik inancı gibi motifleri örnek gösterebiliriz.
Zeybeklerin kendi aralarında inandıkları, halk inançlarıyla bağlantılı olarak değerlendirebileceğimiz ilginç inançlara da rastlanmaktadır. Sözgelimi zeybekler arasında çift rakamı uğursuz sayılır. Bu nedenle sayılarını çoğunlukla beş, yedi, dokuz, on bir gibi tek rakamıyla belirlerler.
Ayrıca kollarında, kendilerini kötülüklerden koruyacağına, uğur getireceğine, güç vereceğine inandıkları “pazubend”ler bağlıdır. Bu “pazubend”lere ise işlemeli gümüş muska kapları dikilmiştir. Kapların içinde kurşundan koruduğuna inanılan dikkat çekici motiflerle bezenmiş muskalar vardır.
Bu pazvand ve muskaları seymenler de taşırlar.Ayrıca seymenlerin boyunlarına taktıkları dört köşeli, işlemeli hamaylının kabı da gümüştür. Bu hamaylının içinde de kurşuna karşı yazılı dualar vardır. Enver Behnan Şapolyo tarafından bizzat görülen, bu “pazvand” içindeki muska ve hamaylıdaki yazılar daha çok Orhun ve Uygur yazılarına benzemektedir.
Zeybekler gurbetin, ayrılığın hasretin ve beklemenin simgesi olan leylek, kırlangıç, turna gibi kuşlara önem verirler, kutlu saydıkları günlerde bu kuşlar önlerine konsa “öte git” demezlerdi.
Kartalların, karakuşların, şahinlerin, başlarının üstünde süzülerek döne döne uçmalarını iyi saymazlar; bir çatışmayı, kötü bir durumu haber verdiğini düşünürlerdi.
Zeybekler için beş mayısı altı mayısa bağlayan Hızır-İlyas (Hıdırellez) ve yirmi bir mart Nevruz günü kutlu günlerdir. Nevruza “Sultan Nevruz”da denir. Ayrıca Cuma gecesi dedikleri Perşembe akşamını da kutsal sayarlardı. Bun günler de, zorunlu kalmadıkça kimseye ilişmezler, çatışmaya girmek istemezler, kan dökmezlerdi. Kan dökmenin bu günlerde uğur getirmeyeceğine inanılırdı.
Kaynak: Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi – Ali Haydar Avcı