Zeybeklerin Mücadele Yöntemleri
Zeybeklikte mücadele tarzı, asıl olarak gerilla yöntemleriyle, diğer bir deyimle vurkaç, sürekli alan değiştirme, pusu kurma, çoğu zaman gizlenme, zorunlu kalmadıkça çatışmaya girmeme, az insanla çok iş yapma yöntemleriyle yürütülür.
Değindiğimiz gibi ancak zorunluluklar sonucu, başka bir seçenek kalmadıkça çatışmaya girilir. Çatışmadan da en kısa zamanda kurtulmak için çaba harcanır. Bunun için kendilerini çevirenlerin zayıf bıraktığı bir noktadan yarma harekâtına girişilir. Çatışma alanı olarak zeybekler mümkün olduğunca, her zaman çatışma ve kuşatmadan kolayca kurtulabilecekleri alanları seçerler. Buralar genellikle dar boğazlar, dağlık alanlar, ormanlık, sarp kayalık bölgelerdir. Böylelikle zeybekler, istediği alana çektiği karşıtlarının elinden kolayca kurtulma yollarını bulur.
Çatışmalarda genellikle oyalama taktiklerine başvururlar. Kendilerini çeviren güçleri yanlarına yaklaştırmamaya özen gösterirler. Atışları zorunlu kalmadıkça püskürtme, kuşatmayı yarma ya da yaralamaya yöneliktir. Öldürme olayı ancak kendi yaşamları tehlikeye girdiği anda gerçekleşir.
Çevirmelerde takip güçlerini bu şekilde oyalayan zeybekler, çoğu zaman gece karanlığından faydalanarak, pusu ve çevirmeleri en zayıf yerinden ya da boşluk bırakılan alanlardan yararak kurtulurlar. Zifiri karanlık, yağmurlu, tipi, fırtınalı anlar, bu tür yarmalar için en uygun zamandır. Kuşatmanın dışına çıkıldığında olay yerinden süratle uzaklaşılır; güvenilir, barınacak, sığınacak bir yere gidilir.
Zeybeklerin çatışma sonrası şaşırtma taktikleri izledikleri de görülür. Zeybekler önce bir yöne doğru hareket ederek kendilerini izleyen güçleri ve takipçileri o yöne doğru çekerler. Daha sonra çok hızlı bir manevrayla sezdirmeden özellikle geceleri sağa, sola, ya da tam ters yönde bir yere geçerler. Bunun için ayaklarına inanılmaz biçimde hızlıdırlar. Zaten bu tür durumlar ayak çabukluğunu, durumu hızlı bir biçimde kavrama ve çıkan fırsatları anında değerlendirme yeteneğini de gerektirir. Böylelikle takipçileri rahatça yanıltan zeybekler, istedikleri alanlara, gizlenebilecekleri yerlere kolaylıkla çekilirler.
Yönlerini gizleme ve şaşırtma sırasında çoğu zaman takipçileri çekmek istedikleri yön doğrultusunda işaret bırakmayı, sahte ihbarcılar kullanmayı da ihmal etmezler. Bu işaretler genellikle ekmek parçası, mendil ya da kendilerinden herhangi bir malzemedir.
Kimi zaman gidilmeyen taraflarda görünür yerlere ateşler yaktırırlar. Yol kenarlarına eşyalar bırakırlar ya da bıraktırırlar. Böylece izlerini kolayca kaybettirirler. Zeybekler arasında en yayın, ünlü ve geçerli olan bu şaşırtma yöntemine “kuyruk savurma” denilmektedir.
Zeybekler kurdukları geniş haber ağı sayesinde takip güçlerinin her hareketini, neler yaptıklarını, nerelerde kaldıklarını, gittikleri yönleri sürekli haber alırlar. Bu durum kendilerine üstünlük sağlar. Hızlı biçimde hareket etmelerine, kolayca yer değiştirmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda istedikleri anda takipçileri pusuya da düşürebilirler. Pusu alanları ise, pusuya düşenler için genellikle kaçmanın, kurtulmanın zor olduğu, çetin dağlık bölgeler, dar geçitler, yanı yönü geçit ermeyen kayalık, derin boğazlardır. Böyle bir yerde zeybekler, isterlerse pusuya düşürdükleri bir taburu bile kolayca yok edebilirler.
Bu yöntemlere Çakırcalı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Gökçen Efe gibi yaşamlarını ve yöntemlerini büyük ölçüde bildiğimiz birçok ünlü zeybeğin başvurduğu görülmektedir.
Bununla birlikte değindiğimiz gibi çatışma, takip güçleriyle çeşitli nedenlerle karşı karşıya gelme, zeybeklerin en son tercih ettikleri zorunlu bir durumdur.
Çatışma ya da baskın sonrası zeybekler birbirini yitirirse yalnızca kendilerinin bildikleri belli bir toplanma yerleri vardır. Böyle bir durumda, zeybekler bu toplanma yerine mutlaka gelirler. Eğer gelmeyen olmuşsa, ya başında büyük bir felaket vardır, ya yaralıdır ya da hastadır. Bu durumda gizlice yataklar araştırılarak gelemeyen zeybeğin oralarda olup olmadığı öğrenilir. Eğer oralarda yoksa ya yakalanmış ya da öldürülmüştür. Durum açıklığa kavuşuncaya kadar kılavuzlar aracılığıyla ayrıntılı araştırmalar yapılır. Çıkan sonuca göre gerekli önlemler alınır.
Zeybekler için kılavuzlar oldukça önemli ve güvenilir kişilerdir. Bir çok yerde kılavuzların araştırmaları ve önermeleri doğrultusunda hareket ederler. Bu neden kılavuzun en küçük yanlışı kendilerini felakete sürükleyeceği için bağışlanmaz. Bu durumu kılavuzlar da bildiği için üzerlerine düşen görevi yanlışlık yapmadan yerine getirirler.
Zeybeklerin genellikle yeri yurdu, duraklama ve konaklama yerleri belli olmaz. Bugün bu dağda, yarın bir başka dağda olabilirler. Daha çok geceleri kendilerini kollayarak, tedbirli bir şekilde menzillerine ulaşırlar. Gidiş sırasında pusu ve tuzaklara karşı önlem olarak belli aralıklarla giderler.
Genellikle toplu olarak bir yerde bulunmazlar. Durakladıkları noktalarda kesinlikle çevreyi nöbetçi ya da nöbetçilerle gözlem altına alırlar.
Zeybeklerin ayakların oldukça hızlı olduğunu söylemiştik. Belki de kendilerini takipçilerden üstün kılan en önemli özellikleri, kurdukları geniş ve sistemli işleyen ağla birlikte bu inanılmaz hızlarıdır. Sözgelimi birkaç gün içinde Beşparmak dağlarından Madran’a, oradan üç beş gün sonra Bozdağ’da, Karıncalı dağda, Murat dağlarında görülürler. Bu kadar kısa bir süre içerisinde, böylesine geniş ve sarp bir coğrafyada dolaşmak için, bu olağanüstü bir hızdır. Yol iz olmayan ve binek araçlarının kut olduğu bu dönemlerde takipçilerin bu kadar hıza yetişmeleri mümkün değildir.
Ayrıca binek araçları olsa bile, bunları dağlarda, derelerde, sarp ve kayalık yerlerde kullanmaları; soluksuz, uzun takip günlerinde bakımını yapmaları oldukça zordur. Bundan dolayı zeybekler yer değiştirme ve hareketlilik bağlamında takipçilerden daha rahattır. Bu özellikleri kendilerini mücadelelerinde üstün kılmıştır.
Kaynak: Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi – Ali Haydar Avcı